📸| KUDÜS’TEKİ SAVAŞ ŞİDDETLENİYOR … Al-İSSAVİYA’YI HEDEF ALMAK TOPLU BİR CEZADIR

İşgalci İsrail güçleri, işgal altındaki Kudüs’ün kuzeydoğusundaki Al-İssaviya kasabasını basarak, kasaba halkını sistematik araç ve yöntemlerle taciz etti. “İsrail Yönetimi” keyfi tutuklamalar ve süresiz mekan kapatarak Filistinlilerin boynundaki ilmiği sürekli olarak sıkıyor.

Günler önce işgalci güçler, Corona virüsünün yayılmasını sınırlama bahanesiyle, Kudüs’e iki hafta arka arkaya uygulanan sokağa çıkma yasağı uygulayarak askeri kontrol noktaları ile şehri tecrit ettiler.

İşgal yönetiminin 20.000’den fazla nüfusluk bölgeye ( Al-İssaviya ) yönelik taciz ve kısıtlamalar nedeniyle çok kötü ekonomik şartlara mahküm ediliyorlar. Ayrınca yasadışı yerleşim projeleri yapılması adına geniş alanlara el konulan topraklarından da mahrumdurlar.

Al-İssaviya’daki izleme komitesi üyelerinden Muhammed Ebu El Humus’a göre, bu saldırılar, işgal yetkililerinin kasaba ve sakinlerine uyguladığı toplu cezalandırma politikasıdır. Bu saldırılar neredeyse günlük olarak saldırı, tutuklama ve askeri kontrol noktaları ve beton bloklarla sokak girişleri kapatılarak uygulanıyor.

Abu Al-Hummus FİMED’e yaptığı açıklamada, işgal güçlerinin son iki gündür kasabaya yönelik saldırılarını kışkırtıcı bir şekilde artırdıklarını belirtti. Ayrıca Al-Hummus, İşgalci İsrail yönetiminin bunu yaparak kasaba halkına diz çöktürüp, iradelerini kırıp intikam almak istediğini biliyoruz dedi.

Muhammed Ebu El Humus İşgal güçleri ve istihbaratının kasabadaki düzinelerce eve baskın düzenlediğini, kasabanın girişlerinde, yollarda ve sokaklarda askeri kontrol noktaları kurduğunu ve son 48 saat içinde 25’ten fazla vatandaşı tutukladığını açıkladı.

Kudüslü Fadi Alloun’un şehadetinin beşinci yıldönümünün gelişiyle birlikte İşgal güçleri kasabanın her mahallesinde varlıklarını artırdı. Ve kasaba sakinlerinin bu günü anmak için mitingler düzenlemesinden korktukları ve özellikle iki gün önce İsrailli bir subayın yüzüne taşla vurulduktan sonra, kasabayı askeri bir kışlaya dönüştürdüler.

https://fimeddernegi.com/wp-content/uploads/2020/10/t_video5467817895536888575.mp4
Kudüs’te evler ve mahallelere baskın düzenleyerek tutuklama kampanyasından

KESKİN KILIÇ

Abu Al-Hummus, İsrail polisinin Al-İssaviya’daki askeri konuşlandırmalarının “Corona” nedeniyle acil durum ve kapatma tedbirleri uygulama nedeniyle yapıldığını iddia ediyorlar. Ancak bu tedbirlerin şehirdeki çatışmaların tırmanmasından korktukları için alındığını vurgaladı.

Sorunlar bu saldırılarla sınırlı değil, bilakis işgal polisi, “Corona” yı önlemeye yönelik tedbirlere uyulmaması bahanesiyle araçları durdurmaya ve kasaba halkını taciz etmeye devam etti. Ayrıca, Kudüslülerin boyunlarına inen keskin bir kılıç haline gelen fahiş vergiler ve yıkım kararları kasaba halkını darmadağın etti.

Ebu El Humus, işgal polisinin kapatılan dükkanlarını açtıkları bahanesiyle vatandaşlara 5 bin şekel (12 bin TL) ceza kestiğini bunun da Kudüslülerin kasabada çektiği acıyı ve ekonomik yüklerini artırdığını belirtti.
Birkaç gün önce, işgal araçları Kudüslü, Muhammed Abd Muhaisin ve Muhammed Mus Derbaş’ın arazisine buldozerle girdi ve Al-İssaviya’deki doğu topraklarının etrafındaki çadırları ve bir çiti yıktılar.

Kasaba, İşgalci İsrail güçleriyle günlük çatışmalara tanık oluyor, bu sırada konutlarda ve kasabanın sokaklarında yoğun ses bombaları, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi ateşleniyor, gençler de molotof kokteylleri ve taş atarak işgalcilere cevap veriyor.

ZOR ŞARTLAR

Kudüslü aktivist, işgalin devam eden saldırıları ve halk üzerindeki kısıtlamaların sıkılaştırılması ışığında Al-İssaviya’daki durumu çok çetin olarak nitelendi. Ve onları ayrılmaya ve göç etmeye zorlamak için sürekli taciz ettiğini belirtti.

1967’deki işgalden bu yana, Al-İssaviya’daki geniş arazilere, yasadışı yerleşim yerlerini genişletme, çevre yollarının ve askeri üslerin inşası için el konuldu. 7.000 dönüm yani topraklarının% 70’i utanç Duvarı ile şehir merkezinden izole edildi.

İşgal belediyesi, 1967’de başlayan kademeli arazi müsadere politikasının en büyük halkası olarak kabul edilen ve Filistin mahallelerini birbirinden ayırmak ve yahudi yasadışı yerleşim yerlerini birbirine bağlamak için bugüne kadar devam eden Al-İssaviya arazilerinin yaklaşık 450 dönümünü yutacak bir “milli park” kurmayı planlıyor.

SAVAŞ ŞİDDETLENİYOR

Kudüslü yazar Rasim Ubaid’e gelince, Kudüs’teki savaşın her düzeyde şiddetlendiğine ve mücadelenin egemenlik meselesi etrafında gerçekleştiğine, yerin genel sahnesini ve kimliğini değiştirdiğine, Filistin anlatısının yokluğuna ve tarihin tahrif edildiğine inanıyor.

“Corona” tedbirlerinin çiğnendiği bahanesiyle ihlal kılıcının Kudüslülerin boyunlarını vurmak için sallandığını, mağazalar için ihlalin cezasının 5 bin şekelden 10 bin şekele yükseldiğini anlatıyor.

Ubaid, Son olarak İşgal güçlerinin arama, tutuklama ve yıkımlarıyla Kudüs’ün köy ve kasabalarına saldırılarına devam ettiğini belirtiyor.

FİMED’nin takibine göre, bu Ekim ayının başından bu yana İsrail işgali Mescid-i Aksa’nın iki muhafızı ve bir kadın da dahil olmak üzere en az 54 Kudüslüyü tutukladı.

https://fimeddernegi.com/tr/%f0%9f%93%b8-eylul-ayinda-kudus-ve-bati-seriada-iki-sehit-ve-1-575-ihlal/
Exit mobile version