2000’de patlak veren “Mescid-i Aksa İntifada’sının üzerinden 20 yıl geçti. Mescidi Aksa’yı savunmak için Filistin halkının İşgalci İsrail’e karşı yaktığı özgürlük ateşi günümüzde de yanmaya devam ediyor.
28 Eylül 2000’de, ikinci Filistin İntifadası, “Mescid-i Aksa İntifadası”, eski işgalci İsrail Başbakanı Ariel Şaron’un Mescid-i Aksa’ya baskın düzenleyerek meydanlarda kışkırtıcı bir şekilde dolaşmasının ardından patlak verdi.
Bu durum, Filistinlilerin hassas olan duygularını etkiledi. Mescidi Aksa ve işgal altındaki Kudüs kentinde ibadet edenlerle işgal askerleri arasında çatışmaların patlak vermesine neden oldu. Çatışmalar onlarca kişinin yaralanması ile sonuçlandı. İntifadanın ateşi kısa sürede işgal altındaki Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki tüm noktalara yayıldı. Bu ayaklananın adına “Mescid-i Aksa İntifadası” denildi.
İntifadanın ilk gününde Mescid-i Aksa’da öfkeli gençler tarafından taş, çöp tenekesi ve ayakkabı yağmuruna tutulan 25 İsrail askeri ve polis yaralanırken 20’ye yakın Filistinli yaralandı.
29 Eylül Cuma günü Cuma namazının sonra başlayan çatışmalar, ikinci gününde şiddetlendi ve altı genç şehit olurken 300 kişi de yaralandı.
İşgalci İsrail askerleri 30 Eylül 2000’de Gazze’nin güneyindeki Salahaddin Caddesi’nde babasının yanına sığınan Muhammed Cemal El-Durra’yı kameraların önünde infaz etti. Küçük Muhammed Cemal’in vurulması herkesi derinden sarstı. Ayrıca Muhammed ayaklanmanın da sembolü haline geldi.
İşgal ordusunun çocuk El-Durra’yı infaz etmesi, her yerde Filistinlilerin öfkesini ateşledi, bu da onların öfkeli gösteriler yapmalarına ve işgal ordusuyla çatışmalarına neden oldu. Bu çatışmalar düzinelerce kişinin şehit olması ve yaralanmasıyla sonuçlandı.
İntifadanın ilk günlerinde işgal ordusu, Filistinlileri terörize etmeye ve halkın öfkesini devam ettirmelerini engellemeye çalıştı. Bu nedenle askeri helikopterlerle yerdeki hedefleri vurdu. Kısa sürede olaylar kontrolden çıktı ve “İsrail savaş uçakları havalandı hedeflerinde siviller vardı. İşgalci İsrail devleti sivilleri hedef alan yeni askeri sistemi ile binlerce Filistinli’yi öldürerek bir çok katliam gerçekleştirdi.
Genel grev, genel yas ve çatışmaların tüm Filistin şehirlerini, köylerini ve kamplarını kapsayacak şekilde yayılması, 13 sivilin ölümüne ve Dura da dahil olmak üzere 623 kişinin yaralanmasına neden oldu.
1 Ekim’de 10 sivil öldürüldü, 227 kişi de yaralandı, işgal bu çatışmalarda helikopter ve “Lao” füzesi kullandı.
İntifada, çocukların, kadınların ve erkeklerin öldürüldüğü, ağaçların ve taşların bile bağışlanmadığı büyük ve birbirini izleyen İsrail suçlarına tanıklık eden Filistin halk mücadelesinin en önde gelen duraklarından biriydi.
Resmi Filistin istatistiklerine göre Mescid-i Aksa İntifadası, 48 bin 322 yaralıya ek olarak 4,412 Filistinlinin şehitle, İşgalci İsrail’e göre ise 1069 İsrailli öldürülürken, 4.500 kişi yaralandı.
El Aksa İntifadası’nı ilk intifadadan ayıran şey, sık sık silahlı çatışmalar yaşanması, Filistin direnişi ile işgal ordusu arasındaki askeri eylemlerin tırmanması, Hamas’ın askeri kanadı El Kassam Tugaylarının şahit performans ve gücünün gelişimiydi. Ayrıca El-Kassam Tugayları bu olaylar içinde silahlarını geliştirdi ve İsrail yerleşimlerini vurmak için füzeler üretebildi.
El-Aksa İntifadası sırasında, Batı Şeria ve Gazze Şeridi bölgelerinde yapılan askeri akınlar sonucu binlerce barınak ve ev tahrip edildi.
Ayaklanmanın en önemli olayları arasında işgalci İsrail Turizm Bakanı Rehavam Zeevi’nin Filistin Halk Kurtuluş Cephesi direniş savaşçıları tarafından öldürülmesi yer aldı.
Şaron, 2000 yılında patlak veren ayaklanmayı bastırmak, direniş gruplarını zayıflatmak, ve karıştırmak için, Hamas’ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin gib, Filistin siyasi ve askeri gruplarındaki bir sürü liderini şehit etti.
Filistin halkını işgale karşı desteklemek için Arap ve İslam alemi ve dünyanın bir çok noktasında İslami değerleri ihlal etmeyi reddeden gösteriler düzenlendi. Ayn El Hilweh kampındaki gösteriyi Şam yakınlarındaki Yarmuk kampında kitlesel gösteriler izledi ve bazıları milyonlarca kişinin katılımı ile gerçekleşti. Gösteriler Arap, İslam ve Batı başkentlerinin çoğuna yayıldı.
El-Aksa İntifadası, Filistin ve İşgalci İsrail arasında Mısır “Şarm El-Şeyh” bölgesinde 8 Şubat 2005’te ateşkes ilan edildi. Ama bu güne kadar çatışmalar kendini yineleyerek devam etti.
Ayaklanmanın anması, “İsrail” ile Arap normalleşmesinin tam da ortasına denk geliyor. Bazı Arap ülkeleri Amerikan himayesi altında ve bugün ciddi zorluklarla karşı karşıya olan Filistin meselesini tasfiye etmeyi amaçlayan sözde “yüzyılın anlaşması” çerçevesinde normalleşmeye doğru koşuyor.
Bir çok zorluğa ve zorlu koşullara rağmen, Filistin halkı, işgalin Filistin-İsrail çatışmasının kalbi olan El Aksa Camii ve Kudüs şehrine yönelik devam eden saldırılara karşı durmaya çalışıyor.