Siyonist işgal güçleri Gazze’ye yönelik vahşi saldırılarını ve katliamlarını bugün (29 Aralık Cuma) soykırımın 84’üncü gününde yine sürdürüyorlar. Bölgeye hem havadan savaş uçaklarıyla hem de karadan toplarla saldırılar devam ediyor. Saldırılarda yine korkunç katliamlar gerçekleştiriliyor. Katliamların tamamında sivil savunmasız insanların sığındığı meskun binalar hedef alınıyor. Bölge ahalisinin %90’ı işgalci vahşetten kaçarak belli merkezlere, okullara, hastanelere ve sosyal tesislere sığınmış durumda. Ancak buralar da siyonist vahşet karşısında güven altında değil. Siyonist katiller insanları toplu halde katledebilmek için buraları özellikle hedef alıyorlar.
Yerel Kaynaklara göre bugün de Gazze’nin değişik bölgelerine havadan ve karadan saldırılar düzenlendi.
Sağlık ekipleri Han Yunus’ta El-Kassam Caddesi’nde şehit Abdunnasır Ahmed Kellab’ın cesedini enkaz altından çıkardı.
El-Meğazi Mülteci Kampı’nın güneydoğusunda Et-Tilbani ve İsmail ailelerine ait evlerin vurulması sonucu şehit edilenlerin sayısının 18’e çıktığı haber verildi.
Gazze Şeridi’nin orta kesiminde yer alan El-Meğazi Mülteci Kampı’nda bir dairenin vurulması sonucu birçok kişinin şehit olduğu ve yaralandığı bildirildi.
Refah’ta Advan ailesinin evinin işgal güçleri tarafından vurulması sonucu 7 kişi şehit oldu.
Nusayrat Mülteci Kampı’nda bazı ailelerin evlerini hedef alan saldırılarda da 20 kişinin şehit olduğu haber verildi.
İşgal uçaklarının ve toplarının Gazze Şeridi’nin orta kesiminde yer alan En-Nusayrat, El-Meğazi ve El-Bureyc mülteci kamplarına yoğun bir şekilde saldırılar düzenlediği ifade edildi.
İşgal güçleri El-Meğazi Mülteci Kampı’nın doğusunda Ez-Za’feran Camisi’ni tamamen yıktılar.
İşgal güçlerinin kara saldırılarında muhtelif noktalarda sızma girişimlerinde bulundukları, buralarda sivil halka yönelik vahşice saldırılar gerçekleştirdikleri, kendileriyle herhangi bir çatışmaya girmeyen sivil insanları sebepsiz bir şekilde katlettikleri, evleri ve dükkanları basarak yağmaladıkları, kuşatmaya aldıkları evlerin ahalilerini yiyecek, su ve sağlık hizmetlerinden mahrum bıraktıkları, öldürülen insanların cesetlerini caddelere attıkları ve sağlık ekiplerinin onlara ya da yaralılara ulaşmasını engelledikleri dile getirildi.
İşgal güçlerinin baskın düzenledikleri yerlerden insanları keyfi bir şekilde tutuklayarak bilinmeyen yerlere götürdüklerine dikkat çekildi.