Daha önce siyonist işgal güçlerinin Gazze’de esir almış oldukları Filistinlilerden 101 kişinin işgal zindanlarından çıkarıldıktan sonra Kerem Ebu Salim Kapısı’ndan Gazze Bölgesi’ne gönderildiği ve oradan Refah şehrine geldikleri duyuruldu.
Tıbbi kaynaklar tarafından verilen bilgilerde serbest bırakılanların çoğunun, esaret altında kaldıkları süre içinde maruz kaldıkları işkenceler ve darp yüzünden muhtelif organlarında kırık ve yara olması sebebiyle hastanelere kaldırıldıkları belirtildi.
İşgal güçleri daha önce Gazze’de çok sayıda Filistinliyi esir alarak 1948’de işgal edilmiş bölgede kurulan hapishanelere ve sorgulama merkezlerine götürmüşlerdi. Bunlardan bazıları daha önce serbest bırakılmıştı. Bazıları maruz kaldıkları işkenceler yüzünden hayatını kaybetti. Halen çok sayıda Gazzeli esirin işgal zindanlarında tutulduğu biliniyor.
Siyonistlere ait Haaretz isimli gazetede, Gazze’ye yönelik saldırının başlatılmasından bu yana İsrail’in askeri sorgulama merkezlerinde 27 Filistinlinin öldürüldüğüne dair haber yayınlanmıştı.
Gazete işgal ordusu sözcüsünün verdiği bilgilere dayandırdığı haberde, sözcünün bu kişilerin çoğunluğunun Es di Timan ve Anatut askeri merkezlerinde hayatlarını kaybettiklerini söylediği ve bunlardan birçoğunun sağlık sebepleriyle bazılarının da önceden almış oldukları yaralar yüzünden öldüklerini iddia ettiği belirtilmişti. Ancak gerçekte bunların çoğunun işkence veya tedavilerinin engellenmesi sebebiyle hayatlarını kaybettikleri tahmin ediliyor.
Filistin Yönetimi’ne bağlı çalışan ve merkezi Batı Şeria’nın Ramallah şehrinde bulunan Esirlerin ve Özgürleştirilenlerin İşleri Komitesi ile yine merkezi Ramallah’ta olan sivil toplum kuruluşu niteliğindeki Filistin Esirler Kulübü de daha önce yaptıkları açıklamalarda siyonist işgal güçlerinin, uzun süre esaret altında tuttuktan sonra serbest bıraktığı esirlerin verdiği bilgilerin, Filistinli esirlere işgal güçleri tarafından son derece vahşice ve korkunç işkenceler yapıldığını gözler önüne serdiğine dikkat çekilmişti.
El-Cezire’ye konuşan yaşlı esirlerden Mahmud En-Nablusi işgal güçlerinin kendisini hasta yatağından zorla kaldırıp götürdüklerini, önce yıkık bir eve yerleştirdiklerini, sonra İsrail cezaevlerine naklettiklerini ve orada her gün işkence ve darp ettiklerini dile getirmişti. En-Nablusi, “Böyle bir işkenceyle hayatımda hiç karşılaşmamıştım. Bize akla gelebilecek en kötü muameleleri yaptılar. Eğer ki iki gün daha cezaevinde kalsaydım kesin ölürdüm.” ifadesini kullanmıştı.
Avro-Akdeniz (Euro-Med) İnsan Hakları Gözlem Merkezi de, işgal yönetiminin sözde sivil yahudi yerleşimcilerden bazı grupların, Filistinlilere işkence yapılan soruşturma merkezlerine ve hapishanelere girmelerine, orada onlara yapılan işkenceleri seyrederek eğlenmelerine ve cep telefonlarıyla fotoğraf çekmelerine müsaade ettiğine dikkat çekmişti.
Siyonistlere ait Haaretz gazetesinde iki gün önce de, Gazze’de esir edilen Filistinlilere yönelik bir sahra hastanesinde görev yapan bir İsrail doktorunun mektubu yayınlandı.
Mektupta esirlerden bazılarının kollarına ve bacaklarına çok sıkı bir şekilde kelepçe ve pranga vurulması ve bu bağların çok uzun süre çözülmemesi yüzünden esirlerin el ve ayaklarının kangren olduğuna ve kesildiğine dikkat çekiliyor.
Mektupta Gazzeli esirlere çok katı muamelelerde bulunulduğu, çok kötü ve sağlıksız yiyecek verildiği, altlarına bez bağlandığı ve tuvaletlerini bu bezlere yapmaya zorlandıkları, kollarındaki ve ayaklarındaki bağların hiç açılmadan sıkı bir şekilde bağlı tutulduğu vurgulanıyor.
Doktor söz konusu sahra hastanesinde göreve başladığı günden mektubu yazdığı tarihe kadar son derece ahlak dışı pek çok muameleye şahit olduğunu, hastanenin faaliyetlerinin hiçbir birimde sağlık prensiplerine ve şartlarına uygun olmadığını dile getiriyor.
Doktor mektubunda esirlerin el ve ayaklarının yanı sıra gözlerinin de bağlandığını ve kendilerine çok çirkin bir tarzda yemek verildiğini, küçük yaştaki esirlere de son derece çirkin muamelelerde bulunulduğunu ifade ediyor.